SAKALIN HİKMETLERİ

13-09-2017

SAKALIN HİKMETLERİ

 

1- Sakal bir müslüman ile bir kâfir arasında bir alâmet-i farıkadır ve bir alâmettir. Çarşıda, pazarda dolaşanlar arasında görenler, "İşte bu müslümandır, o da kâfirdir" diye bilsin. Şayet, bir müslüman bıyık ve sakal kazımada kâfirlere benzerse, görünüşte kâfirlerden olacağı gibi ruhda ve manada da onlardan olma tehlikesine düşmüş olur.

2- Sakal, erkekle kadın arasında yine bir alâmet-i farıkadır. Erkeği kadından ayıran bâriz bir alâmettir. Erkek erkekliğini, kadın da kadınlığını mutlaka muhafaza etmelidir. Bunlar birbirine karışırsa, Allah lânet eder. Kocasını kıskanan bir hanım, ona sakal bıraktırsın. Keza karısını kıskanan bir erkek de onun başını örttürsün. Esasen sakal bırakmada hanımdan izin alınacaktır diye kitaplarımızda bir şey yoktur. Şuurlu hanım kocasının sakal bırakmasına memnuniyetle razı olur. Kendisine inandığım bir Hoca Efendi anlatmıştı: Bir hanım gelmiş ve demiş ki; kocam sakal bırakırsa, bir ay oruç tutacağım. Kocası da sakal bıraktı, hanım da nezrini yerine getirdi. Tekrar hanım bana geldi ve dedi ki; Eğer kocam sakalını Sünnet-i Seniyye'ye uygun bir şekilde uzatırsa, bir ay daha oruç tutacağım, dedi. İşte, müslüman hanım, olgun hanım böyle olur.

Bir hatıra: Bir gün Ankara'da otobüs durağında otobüs bekliyordum. Sakalsız ve bıyıksız biri bana yaklaştı. Sakalımı göstererek, hakaretimiz bir eda ile "Bu ne?" dedi. Cevaben ona "Bu İslamî bir vecibedir!" demem gerekirken, kendisine uygun susturucu ve utandırıcı bir cevap verdim ki, buna ilzamî cevap denir. Dedim ki: "Bu bir zevk meselesidir; kimisi babasına benzemeden zevk duyar, kimisi de anasına benzemeden zevk duyar!" Bunu deyince, adam neye uğradığını şaşırdı. Çünkü, bu cevabın altında şu cümleler yatıyordu: Ben babama benziyorum, sen de anana benziyorsun; ben erkek ruhlu bir insanım, sen de kadın ruhlu bir kişisin...

3- Sakal; bir vakar ve bir olgunluk nişanesidir; İnsana ağırbaşlık kazandırır, hürmet ve saygıya layık kılar. Bir yönüyle de sakal sahibini çeker çevirir. Güzel şeyleri yapmayı ve kötü şeylerden sakınmayı ona daima telkin eder ve adeta onun bir mürşidi, bir uyarıcısı olur. Çünkü o, aksi hareket ettiği takdirde "Kendisine sakalından utan!" diyeceklerini bildiği için, sakalsızların yaptıkları çok şeyleri yapma cüretini kendinde bulamaz.

4- Sakalsızlık, iktisadî yönden de büyük zararlara mal olur, işgücü ve mal kaybı yönünden korkunç rakamlara baliğ olmaktadır. Bu hususta bir rakam vemek için Muhterem Ali Rıza Demircan tarafından hazırlanan "İslam'da Batıla Benzemenin Hükmü" isimli eserinin 149. sayfasından şu satırları alıyoruz:

"Yalnız Türkiye'de on müslümanın sakal tıraşı yaptıklarını düşünürsek, bir jiletle üç defa ve gün aşırı tıraş olduğu noktasından hareket edersek, günlük jilet israfını 1,66 milyon adet olduğunu söyleyebiliriz. On milyon insanın her birinin gün aşırı 12 dakikasını tıraşa ayırdığını da hesaplarsak bu da takriben bir milyon iş saati eder.

Günde 1,66 milyon adet jilet ve bir milyon saat iş gücü tasarrufu, ayrıca jilet üretiminde israf edilen gereksiz iş gücünün başka alanlarda değerlendirilmesi, her şeyin ekonomi kurallarına göre değerlendirilmek istendiği devrimizde mühim bir fayda değil midir bu?"

5- Sağlık yönünden sakalın hikmeti:

a) Sakal cildi yumuşak ve taze tutar. Sıcak ve soğuktan onu korur. Tıpki, suyunu yeteri kadar alan ve yeşil bitki örtüsüyle örtülüp nem ve güzelliğini, tazeliğini koruyan bir arazi gibi. Ama, sakal kesilirse, bütün bu letafet ve zerafet, bütün bu yumuşaklık ve nedaret kaybolur gider. Ağaçsız, bitkisiz ve susuz bir çöle döner sakalsızın yüzü.

b) Üstelik her günkü tıraşla cilt tahriş edilir, mikropların daha çok üremesine zemin hazırlar. Evet sakallı bir insanın yüzü de mikropların hücumuna maruz kalır ama, sakal bir  kalkan gibi, gelen mikropları tutar, deriye nüfuz etmelerine mani olur.

c) Sakal toz ve toprağı tutar. Erkek, hayatının çoğunu tarlada, bahçede, işyerinde veya yolda geçirir. Daima buraların tozuna, toprağına maruz kalır. Şayet, bunlar akciğerlere inerse felaket olur; kısa zamanda kişi hastalanır. Fakat Âlim-i Mutlak olan Allah ne yapmış? Ağız ve burunun etrafında, her biri bir anten gibi, bir mıknatıs gibi, tozu toprağı tutacak binlerce tüy yaratmıştır. Şayet, bütün bunlara rağmen tozlar burun deliklerinden içeri girme fırsatını bulurlarsa burunun içinde de Cenab-ı Hakk kıllar yaratmıştır. Eğer, tozlar bu kılları da öteye geçerlerse ciğerlere girmesine mani olmak için nefes borusundaki tüycükler yaratılmıştır.

İşte gördünüz mü sakalın ve bıyığın faydalarını?!.

Kadınlara gelince; Yaratan onlara ne sakal vermiş ne de bıyık. Çünkü kadının hayatının çoğu evde geçecektir; evin işiyle, evdeki çocuklarla meşgul olacaktır. Ancak bu arada kadın evi veya odayı süpürürken veya bakkala veyahut da camiye giderken yükselen tozları burnundaki kıllarla nefes borusundaki tüycükler tutmaya kâfi gelirler.

d) Sakal ve bıyık; dişlerin ve diş etlerinin koruyucu birer tedbiridir. Baştaki saçlar gelecek darbelere karşı kafatasını ve içindekilerini korumada mühim bir rol aldığı ve etkisini azalttığı gibi, bıyık ve sakallar da gelecek darbelere karşı çeneyi de dişleri de korumada önemli rolleri vardır.

Bugün tıp ilmi de bunları kabul etmekte, ondört asır önce emir ve tavsiye edilen İslam'ın hükümlerini tasvib ve tasdik etmektedir. Bunlardan sadece bir misal vereceğim: Amerika'da bir doktorun, sakallı ve sakalsızlar üzerinde yaptığı bir istatistikte, sakallıların sakalsızlardan daha sıhhatli, daha zinde oldukları kanaatine varmıştır.

6- Bütün bunların üstünde; müslüman bilecek ve inanacak ki, "Benim Mevlâm Hakîm'dir, Alîm'dir! Bana faydasız ve lüzumsuz şeyleri emretmez. Sakalda da nice hikmet ve faydalar vardır..." diyecek ve şu veya bu faydası olduğu için değil, sırf Allah'ın tavsiyesi ve "Yemin olsun ki, sizin için Allah'ın Resulü'nde ne güzel örnekler var!.." şanında buyrulan Hz. Muhammed'in emri olduğu için sakalını kesmiyecek, Yaratan'ın razı olmasından, Peygamber'in hoşnud olmasından başka bir şey düşünmiyecektir. Vesselam!..

 

 

Sakal Hususunda Mekruh Olan Şeyler:

Sakal hususunda mekruh olan dokuz şey vardır. Bunların bir kısmı diğerlerinden daha fazla kerahetlidir.

1- Sakalı siyaha boyamak ve kibrit denilen madde ile beyazlatmak,

2- Sakalı yolmak,

3- İçindeki beyaz tüyleri koparmak,

4- Sakalı eklemek suretiyle fazlalaştırmak,

5- Riya için sakalı taramak,

6- Zahitliğini göstermek için, sakalın kirli paslı bırakmak,

7- Gençlikle gururlanmak için sakalın siyahlığına itina göstermek,

8- Yaşlılıkla iftihar etmek gayesiyle sakalın beyazlığına itina göstermek,

9- Salih kimselere benzemek maksadıyla değil, heva-hevesine uyarak sakalı kırmızıya veya sarıya boyamak.

 

İSLAM’DA SAKAL VE KILIK-KIYAFET - CEMALEDDİN BİN REŞİD  رحمة الله عليه


RISALE

ZÄHLER

Heute 1387
Insgesamt 3609408
Am meisten 7043
Durchschnitt 1480